İlkokulda Yaş Sorunsalı






İlkokulda Yaş Sorunsalı



Bilindiği üzere 2012-13 eğitim öğretim yılı itibariyle 72 ay (6 yaş) olan okula başlama yaşı, 4+4+4 sistemine geçiş ile 60 aya indirgenmiş sonrasında tekrar 66 aya (5,5 yaş) çıkartılmıştı. Öğrencisinin henüz ilkokula hazır olmadığını düşünen ebeveyn ise öğrencinin 66-68 aylık döneminde okul yönetimine verdiği dilekçe ile ilkokula başlangıcı erteleyebiliyor, 69-71 ay aralığında olan öğrenci ise sağlık raporu ile ilkokula ilerleyen süreçte başlayabiliyordu.

Geçtiğimiz dönemlerde meclisten geçen karar doğrultusunda okula başlama yaşı 66 aydan 69 aya çıkartıldı. İlgili karardan önce bakanın açıklaması farklı aylarda okula başlangıçtan dolayı 6-7 yaş öğrenci grubunun iç içe girmesi ve beraberinde yaşanan tüm problemlerin ortadan kaldırılmasına yönelik bir adım olacağıydı. Okula başlama yaşı sorunsalı diyorum, çünkü öğretmenler, veliler, akademisyenler ve STK’ların farklı düşünceleri var. Bu yazıda yaş sorunsalına bilimsel verilerden hareketle bir değerlendirme/öneri sunacağım.

Geçtiğimiz günlerde bir sosyal medya platformunda ilkokul birinci sınıf tecrübesi olan 2400 sınıf öğretmenine öğrencilerin okula başlama yaşına yönelik bir anket uygulandı.

Anket sonuçlarına göre sınıf öğretmenlerinin %64’ü öğrenciler 72 aylık iken okula başlamalı derken, %34’ü ise 75 ay ve üzeri iken ilkokula başlanmalıdır şeklinde bir görüş belirtti. 66 ay olmalı şeklinde görüş belirten öğretmenlerin oranı %2.

69 ay olmalı şeklinde görüş belirten öğretmenler ise yok.

İlgili sonuçlar elbette ki sahadaki öğretmenlerin deneyimlerine dayalı beyanlar. İlgili araştırmada öğretmenlerin çok büyük kısmı (%98) öğrencilerin 72 aydan küçük iken okula başlamaması yönünde görüş belirtiyor.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İstanbul Aydın Üniversitesi 2012-13 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde okula başlama yaşı ile ilgili olarak gerçekleştirdiği araştırmada 62 Sınıf Öğretmeni, 8 ilkokul birinci sınıf şubesi ve 4 şubenin velilerinin görüşlerine başvuruyor. İlgili araştırmaya göre sınıf öğretmenleri küçük yaşta okula başlayan öğrencilerde fiziki yetersizlikleri nedeniyle sınıfta uyuma, ders materyallerini kullanamama, derste tahtayı izleyememe gibi 29 alanlarda yetersizlikler tespit ettiklerini paylaşıyor.

İlgili araştırmada dikkatimi çeken araştırma sonucu kesitini aynen aktarıyorum:

‘’ Çocuklar sıralarında oturamamakta ve zaman zaman düşmekte, okul merdivenlerini tek başlarına çıkamamaktadırlar. Bazı “küçükler” okuma öğrendikten sonra dahi dil telaffuz sıkıntısı yaşamaları nedeniyle sınıfta sesli okumak istememektedir. Fiziki gelişmişlik ve kas gelişmişliğinin zayıflığının nedeniyle ortaya çıkan bu durumlar küçüklerde agresif davranışları tetiklemektedir. Diğer çocuklar gibi davranamamaları onları daha hırçın davranışa itmektedir. Bazı sınıflarda diğer çocuklar “küçükler”e başaramadıkları işlerde yardımcı olmaktayken bazı sınıflarda ise “küçük” oldukları vurgulanarak diğer çocuklar tarafından dışlanmaktadırlar.’’

“Yukarıda bahsedilen yetersizliklerin yanı sıra “küçükler” okulda ciddi konsantrasyon sıkıntısı yaşamaktadırlar. Yemeklerini yalnız başına yiyememe, tuvaleti kullanamama gibi öz bakım yetersizlikleri gözlenmekte, eşyalarına sahip olamama, diğer çocuklar gibi dersi izleyememe ve dersi izlemek yerine kalem ve silgiyle oyun kurmak gibi davranışlar göstermektedirler. Okul kültürünün gerektirdiği davranışlara uyamama sadece bunlarla sınırlı değil “küçükler” ev ödevlerini yapmama, defterlerini evde unutma gibi davranışların yanı sıra dersi keserek oyun oynama isteklerini dile getirme gibi davranışlar göstermektedirler. ‘’

Bu sonuçlar birçok sınıf öğretmenine tanıdık değil mi?..  Bir de sınıf öğretmenleri bu yaş grubuna yönelik bir eğitim almadıklarını ifade ediyor. Araştırmanın veli ayağı sonuçları ise şu şekilde paylaşılmış: Sosyoekonomik düzeyi düşük ebeveynlerin öğrencisini ücretli olan ana sınıfına gönderemediğini ve kendilerine bu başlangıcın ana sınıfı gibi olacağını aktardıklarını ifade etmişler. Ayıca veliler, erken başlangıçta yaşanan/yaşanacak herhangi bir olumsuzluk hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtmişler.

Bir süre önce Erken Çocukluk Temel Eğitim 2023 Vizyonu Üzerine adlı bir makale yayınlamıştım. Orda da belirttiğim gibi çocukların okula başlama yaşını 7 yaş olarak aktarmıştım. Şahsi fikrim en sağlıklı olanın çocuğun gelişim özelliklerine uygun bir tercih yapılmasıdır. Çocukların okula erken yaşta başlaması benim de onayladığım bir durum değil. Aynı makalede ilkokulun 5 yıl olmasını da ifade etmiştim.

Geçenlerde bir anket gözüme takıldı. 10.900 kişinin katıldığı anketin sorusu ‘’Sizce İlkokullar 5 yıla Çıkmalı mı? şeklindeydi. Ankete katılanların %72’si ‘Kesinlikle Evet’ olarak görüş beyan etmişti. Ben de evet diyenlerdenim. Gerekçesi ise 2009 doğumlu bir öğrenci 2019’da 10 yaşındaydı ve 4. Sınıfı bitirdi. Bu öğrenci 2020 yılında 5. Sınıftan mezun oldu. Yani, Piaget’nin somut işlemler döneminde (6-11 yaş) yer alan 11. yaşta ağır bir ortaokul müfredatı ile çalışmaya başladı. Oysaki bu evre 12. Yaştan itibaren yani soyut işlemler döneminde (11 +) başlamış olsa ortaokul süreci daha verimli ilerleyecektir diye düşünüyorum.

 

Kaynakça

Ceylan, D. (2019). Öğretmenler 1. Sınıfa 72 Aydan Daha Küçük Çocukların Kaydedilmesini Doğru Bulmuyor. https://www.egitimajansi.com/dogan-ceylan/ogretmenler-1-sinifa-72-aydan-daha-kucuk-cocuklarin-kaydedilmesini-dogru-bulmuyor-kose-yazisi-2012y.html adresinden erişilmiştir.

http://egitimplatformu.aydin.edu.tr/gundem/haber_detay.asp?haberID=39 adresinden erişilmiştir.

 

Tolga

Yazıcı