İlkokulda Okuma Anlamaya Nöröpsikolojik Bakış






İlkokulda Okuma Anlamaya Nöröpsikolojik Bakış



Sizlere, bir zeka testinin ilişki içinde olduğu ilgimi çeken bir teoriden bahsetmek istiyorum. PASS teorisi. Beynin öğrenme serüvenine ışık tutan ve sistematik çalışma prensibine sahip olduğunu somutlaştıran bir teori. PASS; Planlama (Plannig), Dikkat (Attention), Eş Zamanlı (Simultaneous) ve Ardıl (Successive) kelimelerinin baş harflerinin kodlaması ile oluşturulan İngilizce kökenli bir kelime.

Beynin öğrenme yolculuğunda karşılaştığı süreçleri tek tek ele alan bu yaklaşımda, öğrenme/kavramın gerçekleşmesi şu şekilde tanımlanıyor:

Planlama, beynin probleme ilişkin çözüm ürettiği, alternatif geliştirdiği veya değerlendirme sürecine tabi tuttuğu evre,

Dikkat, dışarıdan öğrenmeye mani olabilecek uyaranlara kapalı olma, öğrenme kanalına yönelik seçici odaklanma oluşturma,

Eş zamanlılık, öğrenmeye yönelik farklı kanallardaki pozitif uyaranların bir araya getirilmesi, parça-bütün ilişkisi,

Ardıl ise öğrenme/kavramaya yönelik uyaranların birbiri ardına bir zincir halkası şeklinde sıralanması olarak tanımlanmıştır (Naglieri,1999; Akt: Ergin, 2004).

PASS teorisi, CASS adlı zeka testinin teorik çerçevesini oluşturmakta ve günümüzde farklı bazı özel okullar tarafından okulöncesi dönem itibariyle uygulanmaktadır. Hatta öğrencilerin bu test sonucuna göre okula kabul edildiğini söyleyebilirim. Bu durumu test sonuçları yüksek öğrencilerin akademik başarısının da yüksek olacağı ön görülerek planlandığını düşünüyorum. Yani okula kabul edilen 5 yaşında bir okulöncesi öğrencisi düşünün 1.sınıfta daha başarılı olacak, okuduğunu daha iyi anlayacak. Evet, yüksek ihtimal. Peki diğer öğrencilerin önünde olacak olması, diğerleri için bir kader mi? Asla.

Daha önceki yazılarda zekanın çevresel faktörlerle geliştirilebileceğini vurgulamıştım. Aynı şeyi ifade ediyorum. Zekanın kader olduğunu düşünmüyorum. Konumuza dönecek olursak, PASS teorisine göre ilkokulda okuduğunu anlama süreci beyinde şu bilişsel sıra doğrultusunda gerçekleşiyor:

Planlama aşamasında okunacak şeye karar verme, sayfa numarasını bulma, kelime çözümleme işlemi gerçekleşiyor. 

Dikkat aşamasında okuma esnasında dikkatini okumaya yoğunlaştırır ve dikkat dağıtıcı eylemlerden uzaklaşır. 

Eş Zamanlılık aşaması, kelimelerin cümlenin bütününü oluşturduğunu algılama aşamasıdır. (Cümle bir bütün olarak görülür)

Ardılılık aşaması kelimelerin anlamını, dizilimini ve cümlenin anlamını kavrama aşamasıdır.

Beyinde okuma anlama işlemi bu şekilde gerçekleşirken, bu dört becerisi yüksek öğrenciler okumada akıcılığı yakalayabiliyor. Dolayısıyla okuduğunu daha iyi anlıyor. Bakınız bir detaya dikkat çekeceğim. Okumada akıcılığı yakalayan kelimeyi çözümlemede, anlamlandırmada ve parça bütün ilişkisi kurmada daha seridir. Ancak her hızlı okuyan akıcı okuyor denemez; bazı hızlı okurların yaptığı seslendirmedir. Seslendirmede anlamlı okuma gerçekleşmez. Seslendirme yapan okur, Pass Teorisi’ne göre planlama aşamasında etkili, (kelimeyi hecelere ayırma) eş zamanlılık ve ardılılıkta zayıftır. Çünkü eş zamanlılıkta kelimelerin bütünün parçası olduğunu, ardılılıkta kelimelerin anlamını, dizilimini ve cümlenin anlamını kavramada etkisiz veya geridir.

Peki bu dört becerinin gelişimine hangisinden başlamak avantaj sağlar?

Buna vereceğim yanıt DİKKAT! olur. Neden dikkat çünkü; planlama, eş zamanlılık ve ardılılık bu üç bilişsel evrenin gidişatına ve verime doğrudan etki edebilecek özelliktedir. Çocukların ekran kullanım süreleri kontrol altına alınmadığı takdirde çocuğunuz potansiyel bir dikkat/odaklanma eksiği adayı olabilir. Bir bilgisayar oyunu düşünün sürekli bir hareket, seviye atlama, ödül kazanma bir aksiyon mevcut. Ancak soru okurken veya problem çözerken aynı durum söz konusu değil. Hal böyle olunca çocuklarda uzun süre konsantre ve dikkat kesilme eksik kalıyor. Bu durum diğer bilişsel evrelerde takılmaya, duraklamaya yol açabiliyor. Okullarda PASS teorisini oluşturan bu bilişsel evreleri güçlendirecek çalışmalar, etkinlikler okulöncesinden itibaren yapılabilir. En önemlisi bu 4 beceri okulöncesi dönemde (0-6 yaş) çevresel faktörlerin düzenlenmesi (ev-okul) ile güçlendirilebilir. Bu durum öğrencinin ilkokula daha hazır olmasına ve okuma-anlama sürecine katkı sağlamasına olanak sağlayacağını düşündürebilir, elbette ilkokulda da desteklemek koşulu ile.

 

Kaynakça

 Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 2 (2004), 223-245

Tolga

Yazıcı